Verem (tüberküloz) hastalığı, “Mycobacterium tuberculosis” basili tarafından oluşturulan bulaşıcı bir hastalıktır. Verem ile ilgili olarak toplumun bilgilendirilmesi ve bu hastalığa bütün kesimlerin dikkatinin çekilmesi amacıyla her yıl ocak ayının ilk haftasında Verem Eğitimi ve Propaganda Haftası” düzenlenmektedir. Bu yılda 07 - 13 Ocak 2018 tarihleri arasında “71.Verem Eğitimi ve Propaganda Haftası” düzenlenmiştir. Silifke Kaymakamlığı İlçe Sağlık Müdürlüğümüz tarafından İlçemiz Anıt Meydanında kurulan stantta tüberküloz hastalığına dikkat çekilmeye çalışılmış, el broşürleri dağıtılarak bilgiler verilmiştir. Hizmet içi ve halk eğitimi düzenlenerek hastalığın aşamaları tedavisi korunması ve genel tüm bilgiler bakanlığımızca hazırlanan eğitim videoları ile anlatılmıştır.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) “Küresel Tüberküloz 2017 Raporu”na göre dünya genelinde tüberküloz görülme sıklığı ve tüberkülozdan ölümler (insidans ve mortalite hızları) düşmektedir. Buna rağmen küresel tüberküloz yükü halen çok yüksektir. Rapora göre Dünya genelinde 2016 yılında 10,4 milyon yeni tüberküloz hastası ortaya çıkmıştır. Bunların %90’ı erişkin, % 10’u çocuktur. %65’i erkek, %35’i kadındır.
Türkiye’de verem hastalığının görülme sıklığı (insidans) her yıl yaklaşık %5-7 oranında azalmaktadır. Ülkemizde 2016 yılında verem savaşı dispanserlerine kayıtlı toplam Tüberküloz vaka sayısı 12.417’dir.
Verem mikrobu, hasta insanlardan öksürme ve hapşırma ile ortama yayılan mikrobun solunum yolu ile alınması sonucu bulaşır. Tedavi olmayan her hasta yılda 10-15 kişiye hastalığı bulaştırmaktadır.
Verem hastalığı oluştuğunda; halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı, çocuklarda kilo alamama, gece terlemesi gibi genel yakınmalar görülür. Bunun dışında öksürük, balgam, öksürükle kan tükürme, göğüs-sırt-yan ağrısı, nefes darlığı gibi akciğer şikâyetleri ortaya çıkar. İki-üç haftadan uzun süren öksürükte veremden şüphelenmek gerekir.
Veremin teşhis ve tedavisi ücretsizdir.
Tedavide kullanılan ilaçlar Verem Savaşı Birimlerinden ücretsiz olarak verilmektedir.
İlaçların düzenli içilmesi çok önem taşır. Çünkü tedaviyi yarım bırakan hastalar toplumda basil saçmayı sürdürmektedirler. Hastanın ilaçlarını içtiğinden emin olmak için her doz ilacı bir sağlık personelinin gözetiminde içirtmek en uygun yoldur. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’nün önerdiği bu stratejiye Doğrudan Gözetimli Tedavi Stratejisi (DGTS) denilir.
Tedavide ilaçlar eksik ya da düzensiz kullanılırsa hastalık iyileşmez ve kullanılan ilaçlara direnç gelişebilir. Buna dirençli tüberküloz denir. Özellikle çok ilaca dirençli tüberküloz denilen hastalık tehlikeli bir durum arz eder. Ülkemizde dirençli verem hastalarının tedavisi Göğüs Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanelerinde yapılmaktadır. Verem hastalarının aile bireyleri ve yakın temaslı olduğu diğer kişiler verem savaşı dispanserlerinde ücretsiz muayene edilmektedir. Bu muayenede hasta olduğu belirlenen kişiler tedavi altına alınır, hasta olmayan fakat verem olma riski taşıyan kişilere ise koruyucu tedavi verilir.
Toplumun veremden korunmasının en etkili yolu verem hastalarının erken teşhisi ve başarılı tedavisidir. BCG aşısı, özellikle çocuklarda verem hastalığını önlemede çok etkilidir. Ülkemizde BCG aşısı doğumdan sonra 2. ayını bitiren bebeklere ücretsiz olarak yapılmaktadır. Dünyada tek etkene bağlı ve tedavisi mümkün olan hastalıklar içinde en çok ölüme yol açan hastalık Verem Hastalığıdır. Bu nedenle toplumdaki tüm bireylerin bu konuda duyarlı olması, hastalık bulguları olan kişilerin teşhis için en kısa sürede Verem Savaşı Birimlerine başvurması, hastalık tespit edilenlerin de tedavilerini hekim tarafından önerilen şekilde eksiksiz olarak tamamlamaları çok önemlidir.
Verem kalıtsal değil bulaşıcı bir hastalıktır.