Arkadaşlarımızla, partnerimizle, eşinizle işimizde, iş arkadaşlarımızda ilişkilerimiz dünyamızdaki her şey gibi nasıl titreştiğimizle ilgilidir.
Bildiğimiz gibi titreşimde duygulardan doğar. Eğer huzurlu değilsek Biz kendimiz de bir sorun olmadığını , suçun karşımızdakinde olduğunu düşünsek de, ya da bunun tersine inansak da ilişkimiz olumsuz etkilenecektir.
Eğer sözlü ya da zihinsel olarak suçluyorsak, parlıyorsak ve onaylamıyorsak olumsuz şeyleri kendimize çekeriz.
Kendimizi kapana sıkışmış, ihmal edilmiş, unutulmuş, güvensiz, yanlış anlaşılmış hissediyorsak olumsuz şeyleri kendimize çekeriz.
Eğer Telkin etmek, teskin etmek, kurtarmak için didinip duruyorsak olumsuz şeyleri üzerimize çekeriz.
‘Evet, ama…’ ları duyar gibiyim.
‘Evet, ama sen benim hayatımın ne kadar zor olduğunu bilmiyorsun…’
‘Evet, ama sen böyle biriyle yaşasan yada çalışsan neler hissederdin?’
‘Evet, ama onun nasıl bir arkadaş olduğunu bilmiyorsun’
Eğer iki insan söz konusuysa bu iki insanda titreşir ve bu titreşimler genellikle uyum içinde olmaz. Ancak kendi deneyimlerimizin yaratıcı ve sorumlusu biziz; işimiz, ailemiz, hatta bizi işten kovan patronumuz değil. Bu nedenle kendi titreşimlerimiz, kendi tepkilerimiz, kendi enerji akışımız, kendi yoğunlaşmamı önemlidir.
Eğer istemediğimiz şeylerin üzerinde durursak daha fazla istemediğimiz şeyleri çekeriz ve bizim için iyi ve güzel olan her şeyin gerçek olmasını engellemiş oluruz.
Eğer partnerimiz, arkadaşlarımız ya da ilişkide olduğumuz birinin bizi rahatsız eden alışkanlıkları varsa ve biz bunlar üzerinde yoğunlaşıyorsak yaptığımız şey, silmek istediğimiz davranışların sürekli tekrarlanmasından başka birşey olamaz.
İlişkimiz sırasında küçük bir olumsuzluk üzerinde yoğunlaşıyorsak bu olumsuzluk bizim negatif enerji akışımız sonucunda bir kar topu gibi büyür, bunun üzerine aynı dalga boyunda hoş olmayan başka şeyler yaşamaya başlarız. Bir evlilikte, arkadaşlıkta, işte başlangıçta yaşanan küçük sorunların sonunda olumsuzlukların yaşanmasının nedenlerinden biri de budur. Her şey gitgide daha kötü oluyor sözünü sık sık duyarız bu konuda rahatsızlıktan kaynaklanan negatif bir enerji akışı kaçınılmaz olarak başka rahatsızlıklara yol açacaktır. Çünkü bildiğimiz gibi benzerler benzerleri çeker.
Elbette biri damarımıza bastığında karşılığını vermek isteriz, ancak bir ilişkide yaptıklarımızla elde ettiklerimiz eşit değildir. Asla! Önemli olan partnerinizin enerjisini nasıl aktardığı da değildir, dünyadaki her şeyde olduğu gibi ilişkide de elde ettiklerimiz hissettiklerimizin titreşimlerin izinde yaydığımız enerjinin sonucudur. Bir ilişkinizde koşulları değiştirmek istiyorsanız titreşimlerinizi değiştirmek zorundasınız bunun başka çaresi yok.
Hayatımız boyunca her gün birilerini ya da bir şeyleri suçluyoruz, suçu havanın kötü, sürücülerin, diş macunu kapaklarının, güneşin batışının üzerine atıyoruz ve bunun üzerine hiç düşünmüyoruz . Suçlarken haklı olup olmadığımız kimin Umurunda!
Önemli olan; suçlamanın büyük bir elektromanyetik enerjiye sahip olması. Kötü ,Aptal, tacizci ya da sarhoş birine suçlama enerjisini göndermek değiştirmek istediğiniz koşulu daha da güçlendirmekten başka bir işe yaramaz.
İşin özü suçlamanın yarattığı negatif enerji akışı koşulları daha da kötüleştirmekten başka bir şeye yaramıyor hiçbir zaman. Diyelim ki bir ilişkide hoşumuza gitmeyen şeyler var, bunların bazıları büyük bazen de kimi zaman gözardı ettiğimizi düşündüğümüz küçük şeylerdir.
Asıl büyük problemlerimiz de bu küçük şeyden zaten. Eğer bir şey bizim etiketleyebileceğimiz kadar büyükse bu etiket küçük olsa bile bunu gözardı ettiğimizi ya da kabul ettiğimizi söyleyemeyiz. Bu şey üzerinde yoğunlaşırız, ona negatif enerjimiz aktarırız ve büyümesini yol açarız. Eğer bir şey bizi rahatsız ediyorsa, bu rahatsızlığımız da haklı olalım olmayalım olumsuz şeyleri kendimize çekeriz. Duygusal yoğunluğumuz ne olursa olsun olumsuz ilgi her zaman daha büyük sorunlara yol açar. Çünkü yazdığımız senaryo budur. Doğrusu: bir başkasının tuvaline o istemediği sürece resim yapamayız , biri değişmek istemiyorsa yeni bir senaryo yazmanız yada takdir etmenizde sadece sizin olumlu enerji yazmanızı sağlar. Marşınızdaki kişi bu enerjiden etkilenmiyorsa ve sunduğumuz şeyleri reddediyorsa bu kim olursa olsan ilişkiyi bitirmek belki de en doğrusudur. Bu manyetizmadır. Eğer kesinlikle değişmek istemeyen biriyle birlikteyseniz ama siz değişmek istiyorsanız Evrensel fizik sizi olanaksızlıklar ayıracaktır. Evet bu korkunç gelebilir ama bir de şöyle düşünün neden hayatını negatif enerji akışına teslim etmiş biriyle, birileriyle birlikte olmak istersiniz ki. Yoğunlaşmaktan vazgeçin ve ne olursa olsun ama ne olursa olsun pozitif enerji akışı sağlamaya çalışan. Bir ilişki İstediğiniz şekilde sürdürebilmeleri tek yolu, bir işte başarılı olmanın tek yolu hayalinizdeki ilişkinin, hayalinizdeki işin senaryosunu yazmak ve bu senaryoyu gerçek olana kadar beklemek. Önemli olan sizsiziniz, kendinizi çok daha mutlu hissetmenizdir. Önemli olan niyet etmektir, kendinize güvenle niyet edin, ‘istiyorum ve bekliyorum’ kombinasyonuyla. İçinizden geçenlere dikkat edin, istediklerinize negatif enerji taşımayın. Her yeni yol sizin daha iyi bir enerji akışı yaşadığınızı gösterecektir.. Unutmayın evren bize söylediklerimizi, hak ettiklerimizi vermez, evren bize her gün her dakika yaşadığımız titreşimlerin sonucunu verir. Sakın unutmayın seçim sizin elinizde.
Sevgili okurlarım: Pozitif düşüncenin sonuçlarını hayatında birebir yaşayan ve enerji akışını olumlu yansımasını bizzat gören ve uygulayan biri olarak tavsiye etmek istedim. Olumlu Düşünün.