Festivalin ardından demek çokta içimden gelmiyor.
Tiyatro günlerinin ardından demek sanki daha mantıklı gibi..
Silifke’de tarihçesi 42 yıl önceye dayanan bir gelenek..
Uluslararası Silifke kültür ve Folklor festivaliyken, bu yıl 43. Silifke Kültür Haftası olarak kutlandı.
Büyümek yerine küçüldü sanki..
Festival oldu kültür haftası…
Tamam oldu, olmasına..
bizlerde basın olarak desteklerimizi en iyi şekilde yaparız, tanıtımının yapılmasına katkı sağlarız elbet, yaşanan kentin ileriye gitmesi kültürümüzün gelen yerli ve yabancı turistlere tanıtılması açısından…
Fakat ne gelen var ne giden..Bu kadar boş bu kadar sönük bir festivali neden yaptık anlamakta zorlandım….
Boş demeyelim de coşkulu geçmeyeceğini hepimiz biliyorduk.
Şehitlerimiz var. ..
Evet…
bu konuda hemfikiriz.
Bir yandan ocaklara kor düşerken, Mehmetçiklerimiz bir bir şehit olurken bizlerin şarkılar türküler eşliğinde halaylar çekip alkış tutması elbetteki yakışı kalmazdı…
Bu konuda Belediye başkanımız Doktor Mustafa Turgut ve ekibinin aldığı kararı destekliyoruz..
karar alında gece konserleri iptal oldu.
Ardından açıklama yapıldı, konserlerin boşluğunu tiyatrolar alacak kültür dolu bir hafta geçireceğiz dendi.
Aslında şahsi düşüncem evet.. bende çok heyecanlanmıştım. Değişik bir festival olacaktı sanki..
Elinde bira şişeleri ile affederseniz kalabalık arasında gezen sarhoşlar olmayacaktı mesela…
Halkın arasında stantları gezen kadınlara sürtünenler-omuz atanlar olmayacaktı sanki..
Bir yıl boyunca bugünü bekleyenler var, bunu göz ardı etmeyelim.
Yılbaşında taksim meydanını dolduran kalabalığı bekleyen sapıklar gibi…
itirazı olan yada bu düşüncemde olmayanlar festivalin konserlerinde metrekareye 15 kişinin düştüğü bir ortama girip bizzat tahlil edebilirler…
Evettt…
Festival yaşanılan kentin tanıtımının yapılması konusunda en etkili eylemdir. Geri dönüşümü mutlaka olmalı. Milletin vebalı var çünkü bu festivalde…
milletin parasıyla yapılıyor., geri dönüşü olmalı esnafa, işçiye, kentliye, köylüye.. maddi manevi, gelecek yatırımı vs.vs..
Festivalde gözüme takılanlar.
Sivil toplum kuruluşlarının katılımını çok fazla göremedik.
Stantlar boştu ve coşkusu yoktu.
Çamaşır-pijama denilen türden bir stantlar kültürü oluşmuş.
Daracık bir alana kurulan stantlardan ter kokuları etrafa yayılmış ki burnunu kapatmadan geçemiyorsun..
İnsanların yüzleri gergin sinirli ve agrasif bakıyor bu yoldan geçerken. Her an kavgaya hazırmış adasıyla….
Tarihi geçmiş, bayat çekirdekler tükenmiştir sanırım kültür haftasında…
Mısır satıcılara, dondurma tezgahları, buna birde patates cipsi eklendi tam oldu….
Vatandaş ne yapacak çıktı festival var diye..
Bakındı bakındı bir şey yok.
Eee hava güzel çekirdek çitleyip, mısır yediler haklı olarak…
Çöpü ne yaptılar, sokağa attılar.
Neden…?
Çünkü stant aralarında çöp kutusu yok, ya elinde taşıyacaksın bulduğun ilk konteynıra atacaksın yada yerlere atacaksın, yada salla gitsin ırmağa…
Mesela acıktın yemek yiyeceksin.. Hani geçmişte festivalimizin adını bile alan ünlü keşkek ve yahnimizden yemek istiyoruz yaaa…
Yok öyle bir şey yiyemiyorsun… çünkü dernekler ve köylüler çadır kurmadı.
Nedeni ise bize söylenen ‘ gerekli ihtiyaçlar için imkan sağlanmadı. Örnek: su ihtiyacı vs vs. Atakent çadırı vardı… orada da imkan, sadece sıkma börekti.
Diğer yandan bir iki çadır daha vardı onlarda da yöresel yemekleri bulmak çok zor yada kısıtlı pişirimden dolayı az yapılıyor.
Yani sıkma börek, mısır çekerdik, festivali yaptık..
Bir şeyi de unutmamak gerek festivalin en önemli konusu ve yapılan tek etkinliği…
akşamları gösterilen tiyatrolar.
Evet ..
kültürümüz baya bir arttı, küfür kültürümüz arttı. Bilmediğimiz küfürleri öğrendik… Bunu benim yanı sıra halk söylüyor...
Diğer yandan dini konularda alaycı esprilerde cabası.
İki gün izleme şansım oldu. Birinci gün yüksek sesten ne söyleneni anlayabildim nede sahnelenen konuyu….
Aşırı ses aşırı gürültü rahatsızlık verdi.
Son gün yine orada bulundum,..
önümde bir teyze ve amca ,,denilen şu’ kekse Nasrettin hocadan hikayeler anlatsalar dinlerdik. Yanımda çoluk çocuk var nasıl izlettirelim bunu…. Bak küfür ediyorlar… hadi bey gidelim’ Evet tiyatronun doğasında vardır özgür ifade. karşı değilim elbet fakat bu toplum içinde her kesime hitap ediyorsa düşünmek gerek diye düşünüyorum…
Sinema filmlerinin tiyatrolar ve bu gibi etkinliklerin yaş sınırı vardır. Canın ister bilet alır gidersin….Ama… genele hitap ediyorsan düşünüp iyi seçmek gereklidir…
Bu kadar mı kötüydü demeyin…
geçmiş yıllarla kıyaslıyorum elbet.
Ha.. şu da bir düşünce elbet. Artık bu şekilde kutlanacak beklentiyi yüksek tutmayın deniliyorsa alışacağız elbet buna da…
Sonuç itibariyle tek başına yapılan bir festivalin sonucu olduğunu gözledik.
Katılım ve komite yetersiz, her kesimin fikri ortada yok tek kesimin fikri ortada olunca hal böyle oldu..
Emeksiz mi hayır asla bu söylenemez. Çok emek verildi. Başkan, başkan yardımcıları, belediye personeli var gücüyle çalıştılar. Ayrıca polislerimiz son derece gayretle mesaii bir süreç geçirip yorgun bir haftayı geride bıraktılar…
Amacımız bağcıyı dövmek değil elbette… eleştirilerimiz yanlış anlaşılmasın.. ortak akıl birliği ve ortak kurumlarla yapılsa kentimiz için daha güzel çalışmalara imza atılabilirdi… Çünkü burada harcanan para milletin parası.
Her kuruşun vebali vardır.. Ben bunu bilir bunu söylerim… öncelik halkın çıkarlarını korumak en doğru kararı halkla almaktır…
kemal istek 8 Yıl Önce
festival henüz başlamadan aslında acemiliklere kurban gitti. mersin basını neden getirilmedi, festivalin amacı tanıtım değildi, sanırım!..